Aston Üniversitesi araştırmacıları tarafından yapılan bir çalışma, bilgisayar tabanlı bir nefes koçunun, insan eğitmenler kadar etkili olabileceğini ortaya koydu.
Nefes eğitmenleri, bireylerin fiziksel, zihinsel ve duygusal sağlıklarını iyileştirmelerine yardımcı olmak amacıyla çeşitli nefes teknikleri konusunda rehberlik eder. Ancak yeni bir araştırmaya göre, sanal gerçeklik (VR) destekli bir nefes koçunun yönlendirmesi, eğitimli bir profesyonelin rehberliği kadar rahatlatıcı olabilir.
COVID-19 pandemisi, yalnızca solunum yolu enfeksiyonlarıyla değil, aynı zamanda uzun süreli anksiyete ve depresyonla da birçok insanı etkiledi. Fizyolojik ve psikolojik etkileri tedavi etmek için çeşitli ilaçlar bulunsa da, en basit ve en yaygın kullanılan yöntemlerden biri nefes egzersizleridir. Ancak, eğitimli koçların hizmetleri genellikle ücretli olup, bireylerin zaman ve maddi kaynak ayırmasını gerektirir.
Araştırmacılar, sanal bir koçun algılanma biçimini ve insan eğitmenlere bir alternatif olarak ne kadar etkili olabileceğini değerlendirmek istedi. Bu amaçla, kullanıcıların evde kolayca uygulayabileceği bir dizi nefes egzersizini içeren çevrimiçi bir sistem geliştirdiler. VR eğitmeni, insan benzeri bir görünüm ve sese sahip olacak şekilde tasarlandı; göğüs ve baş hareketleriyle nefes alışverişi görselleştirildi. Kullanıcılara nefes alma, nefesi tutma, nefes verme ve tekrar nefesi tutma şeklindeki döngü boyunca rehberlik etti.
Çalışmaya katılan 20 gönüllüye deneyim sonrası bir anket uygulandı. Sonuçlara göre, katılımcıların %73’ü sanal koçu sevimli ve güvenilir buldu, %76’sı kullanımının kolay olduğunu belirtti ve %60’ı gelecekte tekrar kullanmayı düşündüğünü ifade etti.
Scientific Reports dergisinde yayımlanan
"Nefes Egzersizi Eğitiminde Sanal İnsanların Kullanılabilirliği, Kabulü ve Gerçekçiliğin Rolü" başlıklı çalışmayı, bilgisayar bilimleri öğretim üyesi Dr. Ulysses Bernardet yönetti. Bernardet, çalışmayla ilgili olarak şu açıklamada bulundu:
“Sistemimiz tarafından sağlanan sanal insan-insan etkileşimi, doğal insan etkileşimiyle aynı seviyede olmasa da, sonuçlar insanların gerçek bir koç yerine sanal bir koç kullanmaya istekli olduğunu gösteriyor.”
İnsanların sağlık hizmetlerine erişim konusunda yaşadığı zorluklara da değinen Bernardet, yüksek maliyetler ve uzman eksikliği nedeniyle birçok kişinin çevrimiçi platformlardan destek aldığını belirtti. Ancak, bu tür kendi kendine yardım uygulamalarına uzun vadede bağlı kalmanın zor olabileceğini vurguladı.
Çalışmaya katkı sağlayan Profesör Aniko Ekart ise şu değerlendirmede bulundu:
“Gelecekte, sanal insanlar daha fotogerçekçi hale geldikçe hem yeni zorluklar hem de önemli fırsatlar ortaya çıkacak. Zorluklar arasında tasarım ve kullanım sürecinde etik kaygılar ile görsel ve davranışsal tutarlılığın sağlanması yer alıyor. Ancak potansiyel olarak, insan-makine etkileşimi, insan-insan etkileşimi kadar doğal ve kesintisiz hale gelebilir.”
Araştırmacılar, masaüstü sistemlerinin sanal dünyaya sınırlı bir şekilde daldırma sağladığını ve bunun kullanıcı deneyimi üzerindeki etkisini kabul ediyor. Bu nedenle, gelecekteki çalışmalarında 3D sürükleyici VR teknolojisini kullanarak sanal nefes koçunun etkisini daha kapsamlı bir şekilde incelemeyi planlıyorlar.
Makalenin tamamına linkten ulaşabilirsiniz
https://www.nature.com/articles/s41598-024-82886-7