Isparta’nın Dünü, Bugünü ve Yarını III Sempozyumunda konuşan Prof. Dr. Fatih Kılınç, Eğirdir Gölü’nün doğal ve iklimsel özellikleri sayesinde Türkiye’nin en güçlü rekreasyon merkezlerinden biri olmaya aday olduğunu söyledi.
Isparta – Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Fatih Kılınç, “Isparta’nın Dünü, Bugünü ve Yarını III Sempozyumu” kapsamında düzenlenen turizm oturumunda yaptığı sunumda, Eğirdir Gölü’nün rekreasyon ve alternatif turizm açısından Türkiye’de benzersiz bir potansiyele sahip olduğunu vurguladı.
Eğirdir Gölü’nün 482 km² yüzölçümüyle Türkiye’nin dördüncü büyük gölü olduğunu hatırlatan Kılınç, bölgenin yalnızca tarım değil, turizm ve spor odaklı kalkınma için de önemli fırsatlar sunduğunu belirtti. Göl çevresinin “doğal bir açık hava spor merkezi” niteliği taşıdığını söyleyen Kılınç, şu ifadeleri kullandı:
“Eğirdir, hem görsel zenginliği hem de biyoiklimsel konforuyla dört mevsim turizme uygun bir destinasyon. Özellikle yaşlı nüfus, sporcular ve sağlıklı yaşam odaklı turistler için ideal bir ortam sunuyor.”
Dünyada rekreasyon turizmini başarıyla yöneten şehirlerin ortak özelliklerinden bahseden Kılınç, ulaşım kolaylığı, doğal güzellikler ve iklim konforunun öne çıktığını ifade etti.
Isparta’nın bu açıdan güçlü bir konuma sahip olduğuna dikkat çeken Kılınç, şunları söyledi:
“Rakım, düşük nem oranı, temiz hava ve ortalama 20–25 derece sıcaklık; rekreasyonel faaliyetler için mükemmel bir iklim sunuyor. Antalya’ya yalnızca bir saat mesafede olması da büyük avantaj.”
Prof. Dr. Kılınç, Eğirdir ve çevresinin spor çeşitliliği açısından büyük bir potansiyel barındırdığını belirterek koşu, yüzme, bisiklet, triatlon, yoga, trekking, kamp, tenis ve plaj sporlarının bölgede kolaylıkla yapılabileceğini söyledi.
Eğirdir’in yalnızca doğa turizmiyle değil, spor, kültür ve doğa temalı etkinlikleri bir araya getiren bütüncül bir rekreasyon modeliyle tanıtılması gerektiğini ifade eden Kılınç, sözlerini şöyle tamamladı:
“Eğirdir, doğru planlama ve sürdürülebilir yönetimle Türkiye’nin rekreasyon alanında marka değerine dönüşebilir. Bu potansiyeli doğru adımlarla değerlendirmemiz gerekiyor.”
